Üyelik Girişi
KATEGORİLER

Avlanma Boyları

Takvim

Taşaltı Avcılığı

Taşaltı Avcılığı

Su altı dünyası, çok farklı dip yapıları sunar. Bu farklılıklar, kumluk düz zeminlerden başlar, bitkilerin yayıldığı çayırları, çeşitli kalker ve koral oluşumların zaman içinde birikerek meydana getirdiği katman ve labirentleri içine alır, yer sarsıntıları ve çökmeler sonucu meydana gelen çatlak ve plakalıklar ile kıyılara yakın doğal dökme taşlıklar ile bir bütün oluşturur.

Bir çok tür, bu yapılarda yaşamlarını sürdürürler. Konumuzla ilgili olanların çoğunluğu, yerli balıklardır. Orfoz ve gelincik gibi bazı türler, seçtikleri kovuk, çatlak ve mağaralarda yuvalanır ve genellikle uzun dönemler yuvalarını değiştirmezler. Özellikle orfoz, yuva seçerken iyi havalanan, birkaç girişi olan yerleri tercih eder.

Bu grubun dışında, karagöz ve eşkina gibi yaşamlarını yani beslenme ve üremelerini taşlık bölgelerde sürdüren, ancak belirli dönemlerde göç eden cinsler de vardır.

Av tekniğini bu parametreler belirleyeceğine göre, yer seçimi ile avlanma malzeme ve şekillerini sırası ile inceleyelim.

Bölge ve av yeri seçimi

Konumuz taşaltı avcılığı olduğuna göre, av merasını seçerken taşlık bölgeleri dikkate alacağız. Kıyı şeridinde avlanacaksanız, kıyı profili size fikir verir. Genellikle, kıyı yapısı, su altında da devam eder. Kumluk ve yatay bir sahil, büyük ihtimalle aynı su altı yapısına sahiptir. Kayalıkların ve taşlık yamaçların denize dik indiği yerlerde derinliğin birden arttığı, ağırlıklı döküntü taşlık bir dip yapısı olacaktır. Tekne ile avlanma imkanınız varsa, açıkta sığlıklar ve plakalıklar arayın. Bunun için, deep sounder kullanabileceğiniz gibi, etrafınızdan bilgi toplamakta da önemlidir. Yemli olta balıkçılığı yapanlar genellikle taşlık bölgelerde avlanırlar, derinliği konusunda bilgi edinirseniz, verimli bölgelere rastlayabilirsiniz. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün, bölge seçimi, biraz da bilgi toplama becerinize dayanıyor.

Tahmini yer belirledikten ve suya girdikten sonra ilk yapacağımız, genel bir gözlem olmalıdır. Bunun sonucunda o bölgenin verimli olup olamayacağını tahmin ederiz. Eğer uygun derinlikte taşlık bir bölgede isek yer seçimiz doğrudur. Bu noktadan sonra, taşaltı avcılığının temel parametrelerinden biri olan ” balığı bulabilmek ” becerisi devreye girer. Bütün av tekniklerinde balığı bulmak önemlidir. Türlere, av şekillerine, dip ve deniz yapısına, iklime ve günün saatlerine göre, balığı bulmak çok değişkenli bir denklem oluşturur. Buna rağmen, tecrübeler bazı genel kurallar oluşturmuştur.

Taşaltı avcılığında, balığı bulabilmek için, öncelikle “canlı taşlar”ı bulmak gerekir.

Bu deyimi açıklamak için belirli parametreler vardır;

* Bazı taşlar diğerlerine oranla daha yeşildir. Üzerlerinde çok çeşitli bitki barındırmaları canlılık belirtisidir.

* Gri ve beyaz taşlar genellikle boştur, ancak, karagöz gibi açıkta gezen balıklar, stres altına girdiklerinde en yakın taşaltına sığınacaklardır. Bu gibi istisnalar haricinde, pek vakit kaybetmeyin.

* Son 10 senede, özellikle yerli balıkların davranış biçimleri oldukça değişti. Büyük ve derin mağaralar, geniş ağızlı taşlar genellikle boş çıkıyor. Aksine, hiç tahmin etmeyeceğiniz, yatay ve dar girişli dip taşları, ilginç sürprizler yapabilmektedir.

* Aynı taş yapısına sahip bir merada, bazı taşların etrafında, diğerlerine oranla, belirli cinslerde küçük balıkların oynaştığını görürsünüz. Büyük ihtimalle, daha irilerini içeride bulacaksınız.

* Girişi ve içi, çok yosunlu, az ışık alan ve az havalanan taşları atlayın.

Bu örnekler, her yeni dalışınızda, deneyimlerinizle birlikte artacaktır.

Malzemeler

Taşaltı avcılığı için, öncelikle tüfek boyu seçimi yapılmalıdır. Çok dar ve zor taşlar için 50 cm, dar plakalar ve nispeten geniş taşlar için 60 cm. tüfek boyu uygundur.

Geniş plakalıklar çoğunlukta ise 75 cm. tüfek kullanmak açıktaki balığı da vurma şansı getirir. Kısa kelebekli 6.5 mm şiş kullanın. Avınız taşa çok yakın durabilir. Bu pozisyonda, balığı geçtikten hemen sonra taşa çarpan şiş uzun kelebeğin açılması için gerektiği kadar balığı geçemez. Bu gibi tatsız durumlarda kalmamak için, şiş ucunu olabildiğince kısaltın ve tekrar sivriltin. Çok güçlü lastik kullanmak taşaltında yapılacak kısa mesafe atışlarında şişe büyük zarar verir. 16-18 mm lastik yeterlidir.

Taşaltında avlanmak, şişin takılma riskini de beraberinde getirir. Şişler kayalara değil sert organik oluşumlara saplanabilir. Sağlam çektiğinizde saplandığı malzeme ile gelecektir ancak asıl takılma nedenleri dar yerlerden geçen kelebeğin içeride açılmasıdır. Doğrudan çekerek şişi kurtaramazsınız. Yapılması gereken şiş ekseni etrafında yarım tur çevirmek ve ileri itip dikkatle geri almaktır. Ancak eldiven veya çıplak elle bunu yapmak zor olur. Yanınızda her zaman şiş kakıcı taşıyın.

Şnorkeliniz yumuşak ve katlanabilir olmalıdır. Sert şnorkel, taş içine bakarken maskenizin yerinden oynamasına neden olur.

Teknik incelikler

Diğer bütün tekniklerde olduğu gibi, sessizliğin ve su içinde hareket etmenin önemini bir daha vurgulamak isterim. Yarım kuleler ve keşif dalışları ile belirlediğiniz potansiyel taşlara inerken çok sessiz olun. Taşların içi, genellikle dışarıya oranla daha karanlıktır. Gözünüzün alışması zaman alabilir. Öncelikle, satıhta iken, güneşe veya gökyüzüne bakmayın. İnişiniz esnasında, kısa aralıklarla gözlerinizi kapatırsanız, uyum sağlamaları daha kolay olur. Bu işlemi, dibe vardıktan sonra taşa tutunurken de kısa bir an yapabilirsiniz.

Her zaman, taşın ağzına, üstten yaklaşın. Dipten ve önden gelirseniz, avınız sizi önceden farkeder. Taşa vardığınız zaman paletlerinizi iki yana açarak düşüşünüzü frenleyin ve boşta kalan elinizle, tutunun.

Taşın içine başaşağı pozisyonda iken bakmaya çalışın, biraz rahatsızlık verse de, zamanla alışmanız gerekiyor. Eğer taşa doğal yüzme pozisyonunda yaklaşırsanız, vücudunuzun bütünü veya büyük bir bölümü içeriden görünür.

Dipteki taşlara ise başka türlü bakma şansınız da zaten pek yoktur.

Balıkların çoğu ışığa duyarlıdırlar, içeri bakarken, taşın ağzı bir miktar kapanacağı için, içeri giren ışıkta değişmeler olur ve balık hemen tepki verebilir. Çok ağır hareket edin. Fener kullanmak gerekirse, direkt içeri tutmak yerine, önceden yakın ve ışığını parmaklarınızla frenleyerek mümkün olduğu kadar azını kullanın.

Doğal yapıya uymayan her nesne balığı ürkütür. Buna, şiş ucu ve kelebek te dahildir. Tüfeğinizi kesinlikle başınızdan ilerde tutmayın ve taşın içine önceden sokmayın. Bunu yapmak avınıza, gelişinizi ve “iyi niyetlerinizi” önceden belirtir. Tüfeğinizi, kabzasından ters tutun, öyle ki, gerekirse tetiği baş parmağınızla çekme durumunda olasınız. Kolunuzu yana açarsanız, şişin ucu maskeniz hizasını geçmez.

Gelişigüzel atış yapmak son derece yanlıştır ve büyük ihtimalle, ucu hasarlı boş bir şişle yukarı çıkarsınız. Yaraladığınız balık yırtıp kaçabilir ve beraberinde diğerlerinin de paniklemesine neden olur. En iyi ihtimalle kovuğun içinde daha derinlere giderek sıkışacaktır. Hepsi problem demektir.

Bir karaltı, küçük bir kuyruk hareketi, parlayan bir yüzgeç, atış yapmak için sizi tahrik etmemelidir.

Bu durumlara düşmemek için iyi görmediğiniz yere atış yapmayın. Bu açıklama atış yaparken ağır davranmak anlamına gelmez, pozisyonun doğruluğundan ve vuruş noktasının hayati bölgeleri kapsadığını gördüğünüz an tetiği çekin. Her zaman daha iyi pozisyonu beklemek mümkün ancak, fazla beklerseniz kaçırırsınız.

Öncelikle avınızı tanıyın. Örneğin ilk bakışta, içerisi de biraz karanlık ise mığrı, gelinciği andırır.

Avınızı gördünüz,görüş iyi, pozisyonunuz doğru, küçük bir bilek hareketi ile tüfeğin yönünü ayarladınız, avınız size atış süresi bırakıyorsa, tetiği kararlılıkla çekin.

Tüfeği elinizden attınız, şişin ucunda balık varsa, hemen almakla sonraya bırakmak arasında seçim yapmanız gerekiyor.

Öncelikle, kendinizi dinleyin. Oksijen tüketimi ve dipte geçirdiğiniz süreye orantılı olarak, limitleriniz dahilinde zamanınız varsa, avınız da kolayda ise çıkarabilirsiniz. Şişi tutun ve hafifçe ileri iterken çeyrek tur çevirerek geri çekin. Eğer bir takılma varsa ve şiş kesinlikle gelmiyorsa zorlamayın.

Bu durumda, yukarı çıkın ve dinlenin. Avınız büyük olabilir. Makaranız varsa, gergin sağarak yukarı çıkın. Makaranız yoksa, şiş ipini uygun bir taşın etrafına sararak tüfeğinizi bırakmaktan başka çare kalmaz. Yüzeyde iyice dinlenip gevşedikten sonra, tekrar inin ve avınızı çıkarın.

Şiş ucundaki balığa ulaştıktan sonra, sağlama almanız gerekir. Küçük balıkları, baş ve solungaç altından tutabilirsiniz, Balığı hemen öldürün.

Vurduğunuz avı almaya özen gösterin.

Taşaltı tekniği, su altı avcılığı sporunun en ağır ve zor olanıdır. Açık su avında, karşınıza aniden de çıksa, avınızı görme ve tanıma fırsatınız vardır. Oysa, taşaltına bakmadan içeride ne olabileceğini ancak tahmin edebilirsiniz.

Beklemediğiniz durumlarla karşılaşmak olasıdır. Bu yüzden, en çok adrenalinin de taşaltında olduğunu söyleyebilirim.

Her zaman hatırlamanız gereken birkaç nokta risklerinizi azaltır.

* Limitlerinizi iyi bilin ve onlara saygı gösterin.

* Tükenmeye başladığınızı hissettiğiniz anda, herşeyi bırakıp çıkın, alınamıyan balık için son bir deneme daha yapmak, oldukça büyük problemlere neden olmuştur. Hiçbir balık hayatınızdan değerlid değildir.

* Neye tetik çektiğinize dikkat edin.

* Alamayacağınız balığı vurmayın, vurduğunuz balığı muhakkak alın.

* Doğru ve bakımlı malzeme kullanın.

Jak Boeno
06.06.02

Fotoğraf Albümü



Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam104
Toplam Ziyaret204702