Temel Meteoroloji Bilgisi
TEMEL METEOROLOJİ BİLGİSİ RÜZGAR/BULUT/DENİZ/FIRTINA TAKVİMİ
TEMEL METEOROLOJİ BİLGİSİ
En hafif meltemden fırtınaya, açık gök yüzünden çok şiddetli yağmur ve
kar yağışına kadar, hava olaylarının tümü, atmosferde ısı enerjisinin
eşit şekilde dağılmamasının sonucudur. Atmosferdeki bu hareketlerin ve
değişimlerin çoğu basit olarak ısınan havanın hafiflemesi ve yükselmesi
(alçak basınç), soğuyan havanın ağırlaşması ve çökmesi (yüksek basınç )
temel kavramına dayanır.
1. RÜZGAR
Yüksek basınçtan alçak basınca olan hava hareketine rüzgar adı verilir.
Rüzgarlar estikleri yöne göre isimlendirilirler. Örneğin poyraz, kuzey
doğudan güneybatı yönüne eser. Rüzgarlar estiği yönlere göre
Rüzgargülünde isimlendirilir.
RÜZGAR GÜLÜ
Estikleri bölgelere özel, yerel rüzgarlar da vardır. Bunlar, mevsimlere
göre değişebilirler. Türkiye’de kışın lodos hakimdir. İlkbaharda lodosla
birlikte poyraz görülmeye başlar. Yazın genelde sabahları lodos,
akşamları poyraz eser. Ege ve Akdeniz’de sabahları lodos yerine
gündoğusu esebilir. Eğer sabah esen lodos öğlen durursa hava sakinleşir.
Lodos öğlen kıbleye çevirir ise fırtınanın başlaması beklenir. Eylül ve
ekim aylarında sabahları hafif bir poyraz başlar ve akşama doğru
sertleşebilir. Yazın ve kışın iki farklı kıble fırtınası eser. Kıble
fırtınaları yaklaşık bir gün sürmekle birlikte çok etkilidirler. Buna
karşın, lodos fırtınaları daha uzun süreli fakat daha az etkilidir.
Bunun dışında, gün içinde kara ve denizlerin sıcaklıklarının değişmesi
sebebiyle ortaya çıkan ‘meltem’ rüzgârlarından bahsetmek gereklidir.
Karalar denizlere göre daha çabuk ısınır. Bu durumda, gündüzleri
denizler karalara göre daha serindir, başka bir deyişle yüksek basınç
merkezi durumundadır. Bundan yola çıkarak, gündüzleri, yüksek basınçtan
alçak basınca, yani denizden karaya doğru bir rüzgar esişi gözlenir.
Sözü geçen bu rüzgârın adı deniz meltemi olarak bilinir. Aynı günün
içinde, güneşin ortadan kalkmasıyla, karalar denizlere göre daha hızlı
soğur. Bu durumda, akşamları, karalar denizlere göre yüksek basınç
merkezi durumundadırlar. Basınç merkezlerinin yer değiştirmesi sonucu,
akşamları meltem yön değiştirir ve karadan denize doğru esmeye başlar.
Bu meltemin adı ise kara meltemidir. Denizciler, hava tahminleri
yaparlarken en çok barometre ile termometreyi kullanırlar. Mesela
basıncın çok düşük olması, fırtına habercisidir. Bofor çizelgesine göre,
7 rakamı fırtına başlangıcı olarak kabul edilir. Istralyalar ıslık
çalmaya başlar. Fırtınanın şiddeti basıncın ne kadar hızlı düştüğü ile
ilgilidir.
Rüzgarlarla ilgili olarak kullanılan bir başka çizelge de rüzgar
takvimleridir. Bu takvimlerde, yıl boyunca rüzgârların tahmin edilen
esiş yönleri ve hızları belirtilmiştir. Bunu aşağıdaki Türkiye Kıyıları
Fırtına Takviminden inceleyebilirsiniz. Takvimde fırtına tarihi olarak
belirtilen günler her sene 4-5 gün sapma ile gerçekleşebilir, bu
nedenle, dalış organizasyonları yaparken bu takvimi kullanmak yararlı
olacaktır. Bir bölgedeki hakim rüzgarların, o bölgede yapılacak olan
seyir üzerinde önemli etkileri vardır. Sadece seyir için gerekli
manevraları hesaplamak için değil aynı zamanda konaklama yapılacak koyun
seçilmesi için de önemlidir. Rüzgarlar dalga oluşumuna sebep olurlar.
Rüzgarın esiş yönü, oluşturduğu dalganın da salınım yönünü belirler.
Rüzgarın sebep olabileceği akıntı da seyir sırasında hesaba
katılmalıdır.
FIRTINA TAKVİMİ
Rüzgar Çeşitleri
Yıldız
Kuzeyden esen soğuk hava taşıyan rüzgâr çeşididir.
Poyraz
Türkiye'de özellikle kış mevsiminde daha sık görülür. Bu mevsimde Rusya
ve Sibirya üzerinden kutupsal havayı getirir. Sıcaklığın belirgin olarak
düşmesine sebep olur. Yaz mevsiminde aşırı yüksek basınç alanından
basra üzerindeki alçak basınç alanına doğru ilerleyen deniz üstü hava
kütlelerinin Ege ve Türkiye üzerinde sapmaya uğrayarak kuzeydoğudan esen
poyraza dönüşür. Bu mevsimde serinletici etkisi vardır.
Gündoğusu
Doğudan esen rüzgarlardır.
Keşişleme
İstanbul yöresinde güneydoğudan esen rüzgâra denizcilerin verdiği addır.
Uludağ'ın eski adı olan Keşiş dağının yönüne göre adlandırılmıştır.
Gündoğusu ve kıble arasında 135 dereceden esmektedir .
Kıble
Güneyden esen ve ılık hava getiren rüzgârdır.
Lodos
Güneybatıdan esen rüzgârlara verilen addır. Gezici siklonların ülkemize
daha çok sokulduğu kış mevsiminde çok görülür ve siklonların sıcak
cephesinin geçişini izler. Sıcaklıkların yükselmesine neden olur.
Günbatısı
Batıdan esen rüzgâr çeşididir.
Karayel
Kuzeybatı yönünden esen rüzgârlara verilen addır. Geçici siklonların
ülkemize sokulduğu kış mevsimlerinde görülür. Siklonların soğuk
cephesinin geçişini izler. Genellikle sıcaklıkların düşmesine ve kar
yağışına neden olur.
ALINTI: http://tr.wikipedia.org
2. BULUTLAR
Bulutlar yerden yüksekliklerine göre gruplara ayrılırlar. Dünya üzerinde
bugüne kadar belirlenmiş ve tanımlanmış bulut çeşitlerinin sayısı 100 ü
geçer. Sıkça karşılaşılabilecek bulut çeşitleri:
resim
Kümülüs: Güzel hava bulutları olarak bilinirler.
Belirleyici özellikleri, düz tabanlı oluşları ve pamuk yumağına benzeyen
şekilleridir. Tek tek veya sık bir şekilde yan yana dizilmiş olarak
gözlenebilirler. Renkleri genelde parlak beyazdır.
Sirrüs:
Genel olarak iyi hava bulutları olarak bilinmekle birlikte, zaman zaman
beklenmedik bir fırtınanın habercisi olabilirler. Çok yüksekte
oluşurlar, bunun sonucu olarak da oluşum ortamlarının ısısı genelde 0 oC
ın altındadır. Bu koşullar sirrüs bulutlarının buz kristallerinden
oluşmasına sebep olur. Şekil olarak, gökyüzüne yerleştirilmiş kaz
tüylerine benzetilebilirler. Renkleri beyazdır.
Stratüs: Yeryüzüne yakın , zaman zaman tüm gökyüzünü kaplayan gri renkli bulutlardır. Genelde kış aylarında rastlanırlar.
Nimbüs: Fazlasıyla
koyu renkli bulutlardır. Genelde stratüs bulutlarına benzerler, fakat
en önemli farkları beraberlerinde getirdikleri mutlak kötü hava ve
şiddetli yağmurlardır.
3. DENİZ
Dalga
Denizler, okyanuslar ve göller dünya yüzeyinin 71% inden fazlasını
kaplarlar ve bu nedenle dünyanın yer şekillerinin formasyonunda önemli
rol oynarlar. Şekillendirme işlemini ise dalgalar aracılığıyla yaparlar.
Dalgalar; rüzgârın, gelgitin, akıntıların ve depremlerin neden olduğu
su kütlesi hareketleridir. Bu hareket sırasında su, dalganın doğrultusu
boyunca hareket ediyormuş gibi görünse de aslında sadece yukarı ve aşağı
hareket eder. Bunun nedeni, aşağı yukarı hareket eden su kütlesinin ,
derinliğin azalması nedeniyle hareketini tamamlayamayıp kırılmasıdır.
Dalganın genliği 20-30 m. gibi büyük değerler alabilir. Su yüzeyindeki
dalga hareketi, rüzgarın geliş yönünü anlamamız için bize yardımcı
olabilir. Kolayca oluşabilen küçük dalgalar (bunlar farklı yönden gelen
büyük dalgaların üzerinde de oluşabilir) rüzgarın geliş yönüne dik
birbirine paraleldirler. Bu çizgilere bakarak “gerçek rüzgarın” yönünü
bulabilirsiniz. Ancak hangi dalgaların o anda esen rüzgar tarafından
yaratıldığına karar vermek kolay iş değildir. Çünkü anlayacağınız gibi
dalgalar rüzgarın şiddetine, rüzgarın uygulanma süresine, denizin
derinliğine ve oluştuktan sonra kat ettiği mesafeye göre şekillenir.
Gel-Git
Gelgit olayı, dünya üzerindeki su tabakasının Ay ve Güneş tarafından
çekilmesinden dolayı oluşur. Bu çekilme olayında, ay, dünyaya güneşten
daha yakın olduğundan daha etkilidir. Mevsimlere göre farklı zamanlarda
gel git olayı ile karşılaşılabilir. Ayın, dünyanın ve güneşin konumu
gelgitin zamanını etkiler. Bir sabah doğuda gördüğümüz ay, gelme olayına
neden oluyorsa aynı gün akşamı dünyanın tam arkasında olacağından
suları karaların üzerinden çekecektir. Böylece gitme olayı oluşacaktır.
Ayın dünyaya yaklaşması ve uzaklaşması gel-git in şiddetini etkiler. Ay
dünyaya yaklaştıkça gel-git daha şiddetli olur. Gel-git in en önemli
etkisi suyun çekilmesi olayıyla birlikte tekne ve kayıkların karaya
oturmasıdır.
Akıntı
Dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesinden, rüzgarlardan, ay ve güneşin
etkilerinden dolayı oluşur. Yeryüzünde yönü hiç değişmeyen sabit
akıntılar vardır. (ör.: Gulf Stream; Meksika körfezinden başlayıp,
atlantik okyanusunu batıdan doğuya doğru geçer ve britanya kıyılarını
dolaşarak Kuzey Buz Denizi’ne doğru gider.) Bu akıntı ekvatordaki sıcak
su ile kuzeydeki soğuk suyun yer değiştirmesiyle oluşur.
Tabakalar
Farklı yoğunluklara sahip, farklı özellikteki su katmanlarına tabaka
denir. Yoğunluk farkları, sıcaklık veya tuzluluk farklılığından
kaynaklanır. Yoğunlukları farklı olan tabakalar karışmazlar. Örneğin,
İstanbul boğazında iki tabaka vardır. Biri Karadenizin tatlı suyu,
diğeri de Akdenizin tuzlu suyudur. Karadeniz suyu yukarıdan güney
yönünde akarken Akdeniz suyu aşağıdan kuzeye doğru akar. Eskiden,
insanlar kuzeye doğru gitmek istediklerinde içi taş dolu bir sepeti
Akdeniz suyuna sallarlardı. Buradaki su akıntısı onların daha kolay
ilerlemelerini sağlardı.
Teşekkürler www.zipkinci.com