”The Big Blue” tam karşılığı ile büyük mavi veya derin mavi, son senelerde, büyük boyutlarda av imkanı vermesi nedeni ile, çok ilgi görmeye başladı.
Bu ilgi sonucunda, gerek malzeme ve gerek teknik açıdan, ihtiyaca göre de gelişme gösterdi.
Özellikle, malzemenin gösterdiği gelişme, başarılı avlar yapmanın yanısıra, etik açıdan, bu muhteşem canlıların, gereksiz yere yaralı kalmalarını ve heba olmalarını önlemek adına olmaktadır.
Büyük mavi ‘de avlanmanın çekiciliği, gerçek anlamda trofe peşinde olmaktan kaynaklanır.
IBWH ‘e bağlı ” IBSRC ” ( International Blue Water Spearfishing Record Comitee ) nin ilk defa 1997 senesinde Avustralya ‘ da düzenlediği uluslararası şampiyonada, uyguladığı kurallar, otoriteler tarafından genelleştirilerek temel alınmıştır. Buna göre;
Avcı, avının tamami ile ele geçirilmesine kadar kimseden yardım alamaz.
Avlanma işlemi pür apnea ile yapılmalıdır.
Kullanılacak tüfeğin sadece kas gücü ile kuruluyor olması gerekir.
Patlayıcı başlık kullanılamaz.
Fizyolojik açıdan, zayıf veya hastalıklı balıkların avlanması yasaktır.
Fikir vermesi açısından bu kuruluşun rekor kayıtlarından birkaç örnek verelim;
Cins | IBSRC rekor kaydı | Türün max. Ağırlığı |
Kg | Kg | |
Atlantic blue fin tuna | 297 | 650 |
Black marlin | 242 | 800 |
Pacific blue fin tuna | 182,7 | 450 |
Stripped marlin | 134,4 | 250 |
Yellow fin tuna | 129,5 | 180 |
Malzemeler
Liste bu şekilde devam ediyor. Derin mavide avlanmak için, gerekli malzemeler de, tabii ki, kullandığımız standart malzemeden çok farklı:
· Elbise
Derin mavi için kullanılacak elbise etrafınızdaki tek hakim renk olan mavi tonlarında olmalıdır. Düz gri ve tonları da kullanılabilir. Büyük avı çağırmak için, farklı malzemeler kullanılacağından dolayı, avcının çok dikkat çekmemesi ve avın, başka verilerle yönlendirilmesi gerekiyor.
· Tüfekler
İdeal boy 140 – 160 cm arasındadır. Bu tüfeklerin üzerinde, 2 ila 5 adet lastik kullanılır. Lastik boyları, öncelikle tüfek boyu, sonra da, takılacakları çentiklere göre ayarlanır. Bu kadar güçlü bir çekişe dayanacak, kabza ve tetik mekanizması ile palamutlar performanslı çelik malzemeden üretilir. Tüfek gövdesi, metal veya çoğunlukla ahşaptır.
Bu tüfekler genellikle, üreticileri tarafından kullanıcıya özel yapılırlar.
· Lastikler, şişler ve uçlar
İki lastikli 140 cm. tüfekler için, yine iki çentikli 7 mm. Tahitien;
4-5 lastikli 160 cm tüfekler için 10 mm çıkıntılı şiş kullanılır.
Birden fazla olan lastiklerin çekim güçleri inanılmaz boyutlara ulaşabilir. Palamutun takılacağı, çıkıntı bu nedenle çok sağlam olmalıdır.
Genellikle, tahitien şişler, monobloktur. Yani uçları sivriltilmiştir. Kelebek çok uzun ve sağlamdır, bu sistemin yanısıra, balığı geçip geri çekildiği zaman, şişten ayrılan kafalar kullanılır. Bu kafalar çelik bir tel ile bağlıdır ve daha güçlü bir tutunma sağlar. Vurulduktan sonra çok büyük güçle mücadele eden, balık, üzerindeki monoblok tahitienin, geçtiği deliği genişletmesine ve şişin buradan yırtıp kurtulmasına neden olabilir. Diğer sistemde, kafanın bağlı olduğu çelik tel, sağa sola esnediği için devinimlere, yarayı yırtmadan, balığı yorana kadar dayanır.
· Şamandra, ipler ve benji
Hiçbir avcı, bu canlıların, vurulduktan sonraki mücadelelerine karşı koyamaz. Bu nedenle, şişler, gerektiği kadar uzunluktaki sağlam örme iplerle 12 veya 20 litrelik sert malzemeden şamandralara bağlıdır. Balık vurulduktan sonra, şamandrayı uzun müddet çeker ve sonunda yorulur. Parlak turuncu renkteki şamandrayı takip eden tekne yardımı ile balık alınır.
Balığın, ipe ve dolayısı ile, şişe uygulayacağı yükü ve darbeyi azaltmak için, şamandra ile ip arasına, 30 metre kadar elastan malzemeden ip bağlanır. Oldukça esnek ve sağlam olan elastan, darbelerde süspansiyon görevi yapar.
50 Kg. a kadar olan avlar için, 150 metre kadar ip taşıyan makara yeterlidir. Avcı, balığın ilk kuvvetli çekişinde sağdığı ipi, satha çıktıktan sonra, yavaş yavaş toplayarak, avını ele alır. Daha büyükler için şamandra sistemi kullanılacaktır.
· Çağırma yöntemleri
Avlanma teknikleri ve balık çağırma yöntemlerine gelince, önce karşılaşma bölgelerinin belirlenmesi gerekiyor. Derin mavinin sonsuz büyüklüğü düşünülürse, trofe değeri olan bir balıkla karşılaşma olasılığının ne kadar az olduğu ortaya çıkar. Bu durumda, öncelikle balığın olabileceği bölgelerde bulunmak gerekiyor. Daha sonra, bu bölgelere balığı çekebilmek için bazı yöntemler uygulayacağız;
Büyük pelajik balıkların çoğunlukla severek bulundukları bölgeler, kıta sahanlığının, bir merdiven basamağı yaparak, 200 metrelere ve sonra da abysslere düştüğü yerlerdir.
Bu bölgelerde dip yapısının topografyası, sathın üzerine çıkmayan ancak 10 metrelere kadar sığlaşan topuklara yer veriyorsa, şans çok daha fazladır. Termik akıntıların kesiştiği bu bölgeler beslenmek için idealdir. Büyük balıkları, en kolay motive etme yolu beslenme içgüdülerinden faydalanmak olduğuna göre, bu kozu iyi değerlendirmek gerekiyor.
Balık yoğunluğunu arttıracak her tür malzeme kullanmak mümkündür.
· Doğal beslenme yerleri
İki farklı akıntının karşılaştığı, burun ve falezler, plankton yoğunluklarına neden olur. Bu yoğunluk, besin zincirinde önemli bir bölge şartlanması oluşturmuştur. Büyük balıkların çoğu bu planktonlarla da beslenir ve bu bölgelerde popülasyon artışı gösterirler.
Bölgenin yemlenmesi
Genellikle, deniz ürünleri atıklarından oluşan bir ” çorba ” , bu bölgelerin, akıntı başlarına dökülür. Ağırlıklı, içorgan ve kandan oluşan bu malzemenin çok güçlü bir kokusu vardır ve büyük pelajiklerin mönülerinde sıklıkla yer alır. Akıntının aşağılarında suya inerek, muhtemel avların yukarı gelmesi beklenir.
· Ses kullanmak
Su çok iyi bir aktarıcıdır. İnce bir zincir üzerine dizilmiş metal plakaların, akıntı ile birbirine çarparak çıkardığı sesler, yüzlerce metreye kadar ulaşarak, dikkat çekecektir.
Görsel stimülatörler
Balık formunda kesilmiş parlak yüzeyli alüminyum plakaların, bir ipe dizilmesi ile oluşturulan suni çekiciler, 20 metre gibi orta sulara indirilir. Hareket ettikçe parlayan bu yoğunluk, balıkları çekecektir. Bu sistemi, ağır yolla bir tekne ile sürüklemek de iyi sonuç verir.
Deniz kuşlarının yoğunlaştığı alanlar, küçük balıkların satha çıktığını gösterir. Bu yoğunluk, büyük balıkların beslenmek için küçükleri sıkıştırmaları ile oluşur. Beslenme anında, tetikte olma içgüdülerinin bir kısmı, beslenme içgüdüsünün gerisinde kalır. Böyle bir rastlantıyla karşılaşırsanız, sürpriz avlar yapabilirsiniz.
· Karşılaşma ve atış
Avınızla karşılaştığınız andan sonraki aşama, tetiği çekmekle sonuçlanır. Büyük pelajikler, iri olmalarının getirdiği cesaretle oldukça yakınınıza gelebilirler. O halde söz konusu olan iyi bir agaşon tekniğidir.
Bu avın yapılması için de 20 metreler gibi ciddi derinliklere inip riskleri ve apnea süresini kısaltmaya hiç gerek yoktur. Avınız, onu uyaran stimülatörleri takip ederek, yüzlerce metre derinden size gelmiştir. Bir 10 metre daha yapmak onun için basit bir kuyruk darbesinden öteye gitmez. Bu nedenle, 10 – 12 metrede açık suda yapılacak iyi bir agaşon iyi netice verir.
Atış oldukça ciddi bir iştir. Güçlü bir tüfekle, 2 metreden, 150 kiloluk bir ton balığını vurmak tabi ki, çok kolaydır, ancak ölümünü veya hiç olmazsa paralise olmasını sağlayabilecek atışı yapmak başka iştir. Birinci sorun avınızla aranızdaki mesafeyi doğru tahmin etmekte ortaya çıkar. Arka planda, hiçbirşey olmadığı için, boy ve derinlik mukayesesi yapamazsınız. İkincisi, suyun berraklığı ve görüşün çok net olması sizi yanıltır. Bu iki parametre biraraya gelince de, balık olduğundan çok daha yakında görünür. Oysa, atışın nerede ise , avın burnu dibinden yapılması gerekir. Bu mesafeden yapılan atışın, iyi sonuç vermesi için, beyin veya omuriliğin ilk yarısına isabet ederek felce neden olması veya, ciğer yahut kalbe gelerek yüksek debili bir kanama yaratarak, çok çabuk güç kaybı ve ölüm getirmesi gerekir. Bu sonuncusu pek de tavsiye edilmiyor. Kalp ve ciğerler karın boşluğunda yer alması ve bu bölgenin kas yapısının zayıf olması, kolay yırtılmalara neden olur. Solungaçların yara alması, boğulma getirir, ancak bu noktalar da yumuşak kıkrdak dokulardan oluştuğu için yine yırtılma sözkonusudur.
Sonuç olarak, en iyi ve sağlam atış bölgesi, bu büyüklükteki balıklarda son derece sağlam olan kafa bölgesidir.
· Derin mavide agaşon
Açık derin suda, agaşon yapmak oldukça stresli bir iştir. Görebileceğiniz hiçbirşey yoktur. Altınızda gittikçe koyulaşan bir maviye bakarsınız. Bu arada, ne olduğunu ancak yakınınıza geldiği zaman anlayabileceğiniz çok büyük bir kütleyi bekliyor olmak, oldukça cesaret gerektirir. Bir diğer problem, olduğunuz yerde, inip çıkmadan sabit kalabilmektir. Bu dezavantajları kısmen ortadan kaldırabilecek bir agaşon tekniği var.
· Örümcek tekniği
Ortalama 15 metre uzunluğunda, 120 lik nylon monofilament ipi, şamandranıza bağlayın. Diğer ucuna takacağınız karabinayı, kemerinizdeki bir halkaya geçirin. Bu sistemi sağlıklı kullanabilmek için, yüzerliğinizi, aynı metrelerde nötr olacak şekilde ayarlayın. İyi bir vantilasyondan sonra, inin.
Ayarladığınız derinlikte, şamandranız sizi sabit tutacaktır. Kol ve bacaklarınızı bir örümcek gibi açarak pozisyon alırsanız, kolaylıkla dengenizi sağlarsınız. Avınızın size geldiğini farkettiğiniz zaman, maskenizi boşta kalan elinizin bir kısmı ile kapatarak, bakışınızı gizleyin.
Bu sistemin avantajlarını sıralamak gerekirse;
- Aynı irtifada kalabilmek için, sürekli hareket halinde olmanıza gerek kalmaz, böylece oksijen tüketiminiz azalır.
- Derinlik ve boşluk stresi azalır.
- İsabetli bir atıştan sonra, avınızla mücadele etmek istemezseniz, şamandrayı, kemerinizden çıkarıp tüfeğinize takarak, bırakabilirsiniz.
Önemli not:
Açık ve derin suda avlanmak için kullanılan çağırma yöntemleri, doğal olarak başka avcıların da dikkatini çeker.
Avlanırken, av durumuna düşmemek için, önlemler almamız gerekiyor.
Köpekbalıkları, dünyanın tüm denizlerinde var, buna Marmara, Ege ve Akdeniz’ de dahil. İstatistiklere göre, bu canlıların saldırılarının çoğunluğu, ne yazık ki beslenme içgüdüsü tarafından motive edilmemiştir. Bu açıklama, her zaman tehlike içinde olduğumuz anlamına gelir. Üstelik, kullanılan çağırma stimülatörlerini de hesaba katarsanız, işin ciddiyeti ortaya çıkar.
Eğer açık suda avlanacaksanız bazı kurallara dikket etmemiz gerekiyor:
- Kesinlikle yalnız avlanmayın. Partneriniz, her zaman 360 derece görüş ile etrafı kontrol etmelidir.
- Avınızı hemen öldürün ve mümkünse üzerinizde taşımayın. Bu kural her zaman için geçerlidir
- Görüş iyi değilse, özellikle de bulanıklık çoksa, avlanmamayı tercih edin ve bölge değiştirin.
- Büyük balıkhaneler gibi organik atıkların yoğunlaştığı bölgelerde avlanmayın.
- Çok kontrast renklerde elbiseler kullanmayın.
- Su içinde çok ağır hareket edin. Aşırı devinimler, köpekbalıkları tarafından, yaralı veya kaçmaya çalışan potansiyel av olarak algılanırlar.
Alamayacağınız balığı kesinlikle vurmayın..!