Üyelik Girişi
KATEGORİLER

Avlanma Boyları

Takvim

Hüseyin Erden

 


  Herkese Selam !

  Bendeniz Hüseyin Erden, İzmirliyim. 42 yaşında bazı kaslarımın beni
  terketmeye başladığını hissetsem de şu dalış sporundan ve avcılığından
  hiç de vazgeçmeye niyetim yok. Bu öyle bir şey ki, sevgili İslam Çupi
  yi taklit edecek olursak, rahatlıkla "adı konamaz bir güzellik"
  diyebiliriz . Sanırım karada yürüdüğüm sürece denizde yüzeceğim !

  Öyle olamasa böyle bir hikaye de olmazdı.

  Yakın arkadaşım Sametin küçük oğlunun birinci doğum gününde, gecenin
  bir yarısında sabah dörtde kalkıp dalışa gitme planını yaptık. Adama o
  kadar kısa uyku yetermi demeyin, heyecandan hiç uyudukmu acaba diye
  sorarım size. Çünkü bu avcılıktaki heyecan balığı vururken değil,
  planı yaptığın anda başlar. Kimse o saatte başka birşey için sizi
  kaldıramaz. Bot, motor, dalış takımlarına benzer ağırlıktaki
  malzemeleri arabanıza yükletemez. Sabahın o gizemli karanlığında yol
  üzerinde bir yerde kahvaltı yapmanın, telaşlı bir küçük bakkal
  alışverişinin, yolda karanlığın aydınlığa dönmesini izlemenin zevkini
  yaşamayan bilemez. Yıllardır dalış yapsanız da bu kadar küçük
  ayrıntılar bile her defasında size haz verir.

  Hava aydınlanıp hazır değilsen heyecanın hafif bir paniğe döner, sanki
  randevun var da geç kalırsan ayıp olacak. O vaziyette hızla malzemeler
  arabadan dökülür, hiç konuşmaya gerek kalmadan bireyler alakasız
  işlerin ucundan tutar. Biri botu indirip kurarken diğeri bakmışsın
  pompayı almış şişirmeye başlar, diğeri motoru yerleştirirken öteki
  kürekleri depoyu sırtlanmış yollanır. Bir bakarsın kısa zamanda
  giyinik halde hazır olmuşsun. Ardından sınav sorularına benzer
  sorularla bota binilir.

  - Arabayı kilitledinmi ? lan.
  - Heralde kilitledim avanak. Sen yiyecekleri bidona yerleştirmişindir
  inşallah.
  - Ayıpsın birader, yalnız dikkat et en üstte cep telefonları var
  nevaleler onların altında.
  - Korkma yemeyiz senin ipone 4 ünü !
  - .........

  Botla giderken dünya değişmiştir artık, sanki jet uçağına binmişsin
  söylediklerin duyulmayacak gibi türlü işaretlerle konuşulur. Tabii her
  zaman başarılı bir anlaşma olmaz. Yolun yarısında birisi elini sallar
  ağzına paralel, adanın diğer tarafına dümen kır hesabı. Öteki poşetten
  güçlükle çıkardığı suyu uzatır el sallayana. Ağzına su şisesi dayanan
  alır şişeyi açmadan atar arkasına. Niye içmedin der gibi kötü bakar
  diğeri. Suyu içmeyen bu sefer yağmurluğu alır geçirir arkadaşının
  kafasına, çünkü o bakış suratıma su geliyor anlamındadır ona !

  Çapayı suya attığımda saat tam yedi otuzdu. Son kontrolleri yaptık,
  artık dalışa hazırız. İşte tam burada çok önemli bir ayrıtı sizi
  bekler. Dalış planı !. Mutlaka ve mutlaka kaç kişi iseniz herkes
  planını paylaşmalı. Nereden nereye yüzecek, kaç saat suda kalacak,
  buluşma yerleri nereleri olacak, en azından yaklaşık hesap
  konuşulmalı. Sırf bu yüzden dalışın zehir olduğu bir çok dalış maceram
  var.

  Planı da yaptıktan sonra saldım kendimi suya. Samet bir tarafa ben bir
  tarafa. Niyetim baskın avı yapmak. 2-4 havada çok hafif çalkantılı
  berrak suda yanaştım iyice kıyıya. Gizlenmek için son derece elverişli
  bir kaya yapısı mevcut. Neredeyse hiç palet çırpmadan sadece sol el
  yordamıyla yavaş ve dikkatli ilerliyorum. Şinorkelden çıkan nefes
  sesimi azalttıp artık bir hayalete dönüyorum. Yeni 100 lük zıpkınımda
  bir modifiye yaptım, isabet oranım çok yükseldi ancak gideceği
  mesafeyi henüz kestirememe acemiliğim var kafamda. İri birkaç sarpa
  gördüm, zıpkınlık. Ancak yaş ilerledikçe olsa gerek bakmıyorum bile.
  Bir alyanak çıkıyor önümden Bold Pilotun starttan çıktığı gibi,
  rakiplerinin ona baktığı gibi bakıyorum ardından. Bir saat geziyorum,
  bir kaç atamadığım kefal daha görerek. Sanki niyetim av yapmak değil
  iki aydır dalmamanın özlemini gideriyorum bu dev akvaryumda.

  Bir saat sonunda bir mırmır ! Boyut fena değil. Gerek agaşona getirme
  zevki, gerek tavasının tadı itibarıyla sevdiğim bir av. İlk agaşon
  pikem başarısız, daha dalışa başlarken benim niyetimi anlamış gibi
  uzaklaştı. Ancak merakına da yenik düşüp açık suda etrafımda dolanmaya
  başladı. Daha derin sayılacak bir agaşon denemesi daha, bu defa epey
  yaklaştı ancak hala atış mesafesine gelmediğinden ürkütmeden nefes
  almak için tekrar yukarı çıktım. Her ne kadar ürkütmemeye çalışsamsa
  bu defa biraz daha derinde. Hay Allah, beni epey açığa çektin hani,
  kaçıyormu bizim mırmır ? Biraz daha dikkatli nefeslenip belki de son
  agaşonum sana, al bakalım. Yok, bu da başarısız.

  Fakat iyiki başarısız ! Hafif dönerek çıkıyorken satıha işte o anda
  oldu ne olduysa. Birden gördüm iki adet devi ! Arkamdan dibime kadar
  gelmişler meğerse, bana yakın olanı ürkmüş gibi hızlı bir manevrayla
  döndü geri, arkasındaki daha cesurmuş gibi beni görmek istermiş
  havasında yanaştı ve yavaş harekelerle diğerini takip etmeye yeltendi.
  Benim gibi yıllardır dalış yapıp böyle balıklarla karşılaşan biri için
  bu hareketler bana çok bile zaman. O bunları yaparken ben saniyesinde
  pozisyonumu almış, hamlemi yapmış, zıpkınımı düşünerek nereden
  vuracağımı bile kafamda hazırlamıştım. İkinci saniyenin ilk yarısı
  şişin geçebileceği deriye uygun mesafeden garanti bir atış ve elimin
  makarayı açması için yardım vaziyeti alması ile tamamlandı. Sonrası
  ise yarım saatlik bir gezinti. Makarayı neredeyse tamamen açan avımın
  ilerlerde her yan vererek aydınlanması hep bir heyecan fırtınası.
  Sonunda yorgun düşmesiyle kuyruktan yakalamam ile son bulan bir
  galibiyet.

  Fazla abartmamak lazım. Nihayetinde atı üstü çıplak (!) bir balık
  vurduk. Deniz sürprizlerle doludur. Bazen nasipte hiç yoktur, bazen
  nasipte vardır. Önemli olan denizlerimizdeki dengeyi bozmadan illegal
  avcılıktan uzak avlar yapıp, bu işten maksimum keyif almak. Üç tarafı
  denizle çevrili şu güzel ülkemizde çocuklarınızı ve geleceği düşünerek
  dalıp, bu avcılığın keyfini çıkarın sevgili dalış dostları.

  Hepinize rast gelsin, kazasız dalışlarınız olsun !

Fotoğraf Albümü



Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi6
Bugün Toplam80
Toplam Ziyaret204678